Mimarlığın en merak edilen sorularından biri hiç şüphesiz “Mimari konsept nasıl oluşturulur?” sorusudur. Mimari konseptin nasıl oluştuğunu kavramak için öncelikle konsept kavramının anlamını benimsemek ve konsepti nelerin oluşturduğunu anlamak gerekir. Mimari yapıların temel taşı olan konseptlere ait tüm detayları, gelin içeriğimizin devamında birlikte inceleyelim.
Konsept, kavramdan yola çıkılarak oluşturulan soyut bir fikir olarak tanımlanabilir. Mimaride de durum farklı değildir. Mimari konseptler, konsepti tasarlayan kişinin zihninde kurduğu hayali somutlaştırmak amaçlı bir nesne ile bağdaştırması ile ortaya çıkar. Öyle ki bitmiş bir yapının içinde bulunan bir ziyaretçi, konsept ile karşı karşıya kaldığında mimarın ne düşündüğünü ve ne hissettiğini derin bir şekilde deneyimleyecektir.
Konseptin düşünme aşamasından sonra, konseptin somutlaşma aşaması için kullanılan malzemeler, mekân düzeni, aktiviteler vb. kavramlar, konseptin hayata geçmesi için devreye girecektir. Ne yalın düşünce ne de somutlaştırılması için başvurulan kaynaklar, konsept oluşumu için tek başlarına bir şey ifade etmez. Konseptin ana kuralı, bütünlük sağlaması ve yansıtması gerektiğidir.
Mimari konseptin ne olduğunu anlamanın kolaylaşması ve zihninizde oluşabilecek kavramsal yanılsamalara mahal vermemek adına gelin, bu kavramın ne olmadığını birlikte inceleyelim.
Mimari projeler, öncesinde detaylı bir araştırma yapmayı gerektirir. Projeye başlamadan önce site, tipoloji, özet, kullanıcılar ve program hakkında bilgi toplanır ve derlenir. Bu bilgiler, projenin temel gereksinimlerinin kavranmasını sağlamak için gereklidir. Proje için gerekli bilgilerin toplanması ardından, projenin tasarlanması için malzeme, teknoloji, alan ve diğer resmi tasarım öğelerinin neler olduğu belirlenir ve temin edilir. Mimari konsept bu sürece katkı sağlayan hiçbir unsuru içermez. Konsept kavramı, bu unsurlar ile işbirliği yaparak ortaya bir ürün çıkarmaz. Konseptin oluşumu için bu unsurlar yalnızca birer araçtır. Belirtilen unsurlar konsept oluşturma aşamasında kullanılır ve oluşturulan bütün dışında bireysel bir anlam içermez. Tıpkı bir ormanın içinde bulunan ağaçların, nehrin, rüzgarın veya güneşin tek başına bir orman olarak adlandırılamayacağı gibi. Bu saydıklarımızın tamamı ormanı ve orman koşullarını etkileyen ve ormanın orman olmasını sağlayan araçlardır ve ancak bütün bir şekilde bakıldığında orman konseptini yaratırlar. Buradan da yola çıkılarak, tekil olan hiçbir unsurun tek başına bir konsept yaratamayacağını söyleyebiliriz.
Konseptlerin amacı, tasarım sürecinin çerçeveli bir şekilde ilerlemesini ve yapının kılavuz eşliğinde son bulmasını sağlamaktır. Kararlı bir şekilde belirlenmiş ve zihinde net olan bir konsept, mimari sürecin daha emin ve uyumlu bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur. Konsepte ait çizgiler, mimari yapının her ayrıntısında ince düşünülerek yansıtılabilir ve bu durum yapıyı özel kılar. Tasarımın ilerleyen sürecinde, konsept ışığında yer verilmiş her ayrıntının, bütünü sağladığı ve estetik bir açı yarattığı görülecektir. Konsept olan yapılarda kararsızlığa yer yoktur. Bu durum, sonuca daha seri ulaşılmasını sağlar.
Konseptin belirlenmesi, mimar ve tasarımcıdan, projenin ilerleyen aşamasında yer alan herkese net bir yön ve çerçeve oluşturarak kolaylık sağlamaktadır. Süreç içinde projeye eklenmesi ve projeden çıkarılması gereken unsurlara karar vermede ve zihinlerde oluşabilecek tüm sorulara yanıt bulma konularında net cevaplar sağlayabilecek mimari konseptler birçok açıdan süreci kolaylaştırır. Sürecin kolaylaşması, proje sürecinin gereksiz sorular ve ikilemlere düşmesini engelleyerek, sonucu hızlandırır ve iyileştirir.
Mimari projeler, aşamalar içinde geliştirilebilir özelliğe sahiptirler. Bu nedenle Konseptler oluşturulurken, aşamaların tamamını zihinde harmanlamak ve her bir aşamadan minimal seviyede esinlenmek gerekir.
Sonrasında çıkarılan verilerin tümünün analiz edilmesi; çizimden önce detaylı bir site incelemesi yapmak önemlidir. Bu aşamada, çalışma alanında çıkabilecek engellerin (rüzgar, kaya, kumlu toprak vb.) çıplak şekilde düşünülmesi, çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu bulguların ardından, tasarım konseptinin başlangıç noktası tamamlanmış olur.
Tasarım fikrini oluşturmak için ise elde ettiğiniz bulgulardan faydalanmanız bazı durumlarda fayda sağlayabilmektedir. Örneğin bir yapı elemanı, belirli bir alanın simgesi olarak konsepleştirilebilir. Konsept tasarlamanın herhangi bir kuralı yoktur. Düşünce ve hislere göre şekillenebilen mimari konseptler, her türlü obje ve kavramı içerebilir.
Konseptin taslak olarak oluşumunun ardından, sırada birleştirme, geliştirme ve iyileştirme aşaması vardır. Bu aşamada düşünülen konsepte, en iyi haline bürünmesi için eklemeler ve çıkarmalar yapılır. Hepsinin sonunda, konseptin son hali ve zihinde tasarlanan hali karşılaştırılır ve pratik açısından test edilir.
Mimari konsept tasarımlarının ilk aşamalarında, konsept ve yön hakkında bilgi veren alanlar yer almaktadır. Proje süresince birbirini etkileyerek projeye katkıda bulunan bu yaklaşımlar, 7 başlık altında kategorize edilir.
Konsept tasarlanırken, yapının estetik açıdan marjinal ve hoş görünmesindense, kullanım rahatlığı ve sağladığı konforun daha çok dikkate alındığı mimari konsept yaklaşımları, fonksiyonel olarak tanımlanır. Bununla birlikte tabii ki tasarımın işlevselliğine odaklanmak, yaratıcı bakış açısını göz ardı etmek gerektiği anlamına gelmemektedir. Fonksiyonel yaklaşımdan izler taşıyan yapılar, işlevselliği ile öne çıktığı kadar mimari izler taşıdığını da yansıtmalıdır.
Konseptin bir parçası olan yap malzemeleri, materyalist yaklaşımı içeren yapılarda başrolde yer alıyor diyebiliriz. Belirli bir malzemeye odaklanılması sonucu, belirli ve klasikleşen bazı yapı türlerine eğilim gösterilmesi, materyalist tasarım anlayışının en belirgin getirisidir.
Materyalist yaklaşımı benimseyen mimari tasarımcıların, belirledikleri bir hedef kitleyi bu strateji ile etki almaları mümkündür. Örneğin yerel bir malzemeyi konseptinin ana unsuru olarak benimseyen bir mimar, yerel ziyaretçilerin çoğunda aidiyet hissi uyandırmayı hedefleyebilir.
Konsept içeriklerinde bağlamsal yaklaşımı benimsemek, sitenin ve çevresinin bağlamına, bölgenin tarihi özelliklerine, alanı işgal eden insanlara bakacaktır. Bağlamsal yaklaşımı içeren konseptler, içinde bulunduğu alanı, insani değerleri, tarihi ve diğer tüm toplumsal bilgileri içerisinde taşımaktadır. Bağlamsal yaklaşım gözetilerek oluşturulmuş yapılarda mimarlar; eskiyi, yeniyi, gelenekselliği ve modern bakış açısını hedef kitlesine aynı anda sunmak isteyebilir.
Kavramsal yaklaşım içeren mimari konseptlerde, tasarımın tek odak noktası fikirdir. yaklaşım ve sürecin kombinasyonundan ziyade, ulaşılmak istenen fikri benimseyen kavramsal konseptler, inşa edilmektense bir düşüncenin provakasyonu olarak tasarlanır.
Bir tasarıma kavramsal bir yaklaşım, kavramsal mimari fikrine bakmaktır. Bu, projenin her bölümünün konseptle ilgili olduğunu gösteriyor. Tasarımın tek odak noktası, yaklaşımların ve süreçlerin bir kombinasyonundan ziyade fikirdir. Kavramsal mimari asla inşa edilmez, bunun yerine bir düşünce provokasyonu, fikirlerin keşfi olarak tasarlanır.
Konseptin tasarlanmasında resmi bir yaklaşımı benimseyen konseptler, tasarımın biçimsel kurallarına harfi harfine uymayı ve bu bağlamda konsepti geliştirmeyi hedefler. Resmi mimari konseptlerde orantı, ölçek, biçim formu ve benzeri normlar, en olmazsa olmaz unsurlardır.
Mimari konsept sürecinde, projenin diğer işbirlikçilerinin de payının gözetildiği yaklaşım tarzına işbirlikçi yaklaşım adı verilmektedir. Mühendisler, paydaşlar, müşteri, müteahhitler vb. tasarıma dahil olan herkesin tasarım sürecine dahil olması ile ortaya çıkan işbirlikçi konsept, herkesin uzman olduğu konu hakkında fikir sunmasıni ve ortak bir kanıya varılmasını içerir.
Mimari konsepti etkileyebilecek bir diğer yaklaşım, felsefi bakış açısıdır. Tasarımı oluşturan kişinin yaşamsal değerleri, tasarımın çıkış yolu olabilir ve bu değerlerin kombinasyonu tasarımın bütününe yansıyabilir.
Felsefi konseptlerin özünü oluşturabilecek değerlere bazı örnekler, aşağıda belirtildiği gibidir.
08.01.2025